Monday 30 March 2015

Çaylar, Kahveler ve Ben :)

                                                        Bismillahirrahmanirrahim
"Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez."
(A'râf:31)

Selamun Aleyküm :) 
Dün bir arkadaşım paylaşımlarımda yazı kısmını kısa tuttuğumu söyledi. Oysa ben tarif için girdiğim bir sayfada aşırı uzun girizgahı pek okumadan geçerim. "Benim yazdıklarım da öyle boşa gitmesin diye kısacık olsun diye düşünmüştüm..." Demek isterdim ama, aslında; yazmayı yeni öğreniyorum, belki zamanla benim de uzun uzun, okunmadan geçilemeyen yazılarım olur :) 
Bugün çaylar ve kahveler hakkındaki hikayemi yazasım geldi; kafamda birleştirdiğimde epey uzun göründü, bakalım burada nasıl duracak. 
Çay tiryakisi olan bir aileden geldiğim için güzel çay demlerim, ama içmem! Siyah çaya bir türlü alışamadım. Öyle kansızlık yaparmış, alışkanlık olurmuş filan da değil, tadını ve kokusunu sevmiyorum sadece. 
Çay, milletimizin son asırda sudan sonra en çok tükettiği içecek olarak geçiyor kaynaklarda. Hal böyle olunca da çay odaklı bir kültür oluşuyor ve çay içmeyenler bazı sıkıntılar yaşıyor.
Mesela sabah kahvaltılarında siyah çay olmazsa olmaz gibidir çoğu kişi için, hikayelerde bile çaydanlığın fokurtusuyla uyanır küçük çocuklar. Bunun sebebi ise sofradaki yiyecek türüdür bence, peynir, zeytin, ekmek, bal... Bunlar tabii ki yanına içecek istiyor. Çorba içmiyoruz; bir zamanlar yaptığımız gibi. Süt ve gevrek karışımı yemiyoruz; ki zaten ona yiyecek gözüyle bakmayanlar var. 
Ben bu konuda çok sıkıntı yaşadım. Küçükken oralet veya süt içiyordum, her şey yolundaydı. Büyüdükçe değişik şeyler denemeye kalkıştım ve işler zorlaştı. Bir ara hazır kahve içtim kahvaltıda, sonra meyve suyu içtiğimi hatırlıyorum, bir süre bitki çayı içtim sanırım. Evlendikten sonra da artık yoruldum mu bu arayışlardan ne olduysa "açık çay" içmeye başladım. Ama çok açık, görünüm olarak ıhlamur veya yeşil çaya benzeyen bir içecek. Önce şekerli sonra şekersiz içtim. Şimdilerde yeşil çay içiyorum, demleme veya sallama... 
Sıkıntı yaşanan diğer bir ortam ise misafirlikler. Hani şu çayın, bardaklara doldurulduktan sonra tepsiyle herkese dağıtıldığı ortam var ya, hah o! 
Önceleri öyle ortamlarda da içmezdim çay, mümkünse bir kahve isterdim. Sonra oralarda da "açık çay" içmeye başladım. Ama sadece yanında yiyecek şeyler varsa, onların hatırına. Kuru kuru niye içeyim değil mi :) 
Yakın zamana kadar böyle devam etti ama artık ondan da sıkıldım. İnsanlar sürekli içtiğimle dalga geçiyorlardı. Şaka kaldıran birisi miyim bilmiyorum ama her bardakta da aynı şaka kimi olsa sıkar sanırım. Öte yandan ben bardağıma elimi uzatana kadar çay epey soğumuş oluyordu, zira iki küçük çocuğumla yemeğe başlamam zaman alıyordu. 
Ben de artık su içiyorum. Normal içme suyu. Çocuklarım da su içiyor zaten. Kimse de dalga geçmiyor, aksine ev sahibi epey bir sıkıntılı anlar yaşıyor. :) "Meyve suyu getireyim mi?, Kahve var, yapayım hemen?, Sen de böyle sadece su içiyorsun" Ne gerek var oysa böyle şeylere, güzel güzel içiyorum ben suyumu, sürahi getir çok istiyorsan. 


Daha ziyade kahve severim ben, kahvenin bir çok çeşidini severim. Evde granül kahve içerim, hamilelik filan dinlemem en az bir kupa içerim. Az süt eklerim, şekersiz içerim. Süt tozunu yıllar oldu kullanmıyorum, ikisi üçü bir arada olanları da pek tercih etmem. Gerçi bu tercihim de yıllar içinde epey bir değişimin son hali. 
Fotoğrafta Türk kahvesi paylaştım ama onu daha az içerim. O da demlenmiş çay gibi yalnız içilmiyor bence. İlle de arkadaş istiyor, muhabbet istiyor. Azıcık şeker ve bol bol köpük olacak o minicik fincanda, süt yakışmıyor ama buna. 
Evde filtre kahve de var, eşim için. Nadiren evde kahve içer ama durur bir köşede.
Dışarıda içersem yeni şeyler denemeyi severim, ama  soğuk olmayacak. Denedim bir kaç çeşit, hem o reklamlarda çıkanlardan hem de menülerdeki kocaman kremalı olanlardan; kahveyi sıcak sevdiğimi anladım.  
Tek sıcak içeceğin çay olmadığı bir evde alternatif çok oluyor. Yeşil çay, kuşburnu çayı, ada çayı, ıhlamur, kahveler ve siyah çay... Zaman zaman, keyfe ve  ihtiyaca göre içilir hepsinden. Ihlamur genelde nezle anında içildiği için mutlaka ballı-limonlu olur :) 
En sevmediğimse karanfilli çaydır! Onu yazacak bir yer bulamadım, ama yazmadan da geçemedim. 
Arada bir de olsa siyah çay yerine alternatif bir şey içmeli, en azından bitki çayı, her birinin ayrı bir faydası var sağlığımıza. 

Bir kahve alayım ben kendime, siz ne alırsınız ? ;)



No comments:

Post a Comment